21 Şubat 2009 Cumartesi

UEFA KUPASINDA TÜRK HAKEM!

An itibariyle bir türk hakemini İngiltere'de maç yönetirken izleyecek olmanın heyecanı sardı beni...Acaba başarılı olabilecek mi? Güvenmek istiyorum....
Manchester City - Kobenhavn Uefa kupası maçına, Selçuk Dereli atandı. Dereli'nin yardımcılıklarını ise Cem Satman ve Emre Eyisoy yapacak. Bülent Yıldırım ise karşılaşmanın 4. hakemi olarak belirlendi.
Yürü beee... Kim tutar siziii!

20 Şubat 2009 Cuma

UEFA'DAN GÖRÜNÜM


Olympique Marsilya -Twente: 0-1
Aslan Eric'in takımı kendi evinde Twente'ye hemde evin de mağlup olarak tur şansını mucizelere bıraktı. Belki de artık Lyon saltanatına son vermek için Avrupa'ya fazla önem vermiyor olabilirler. Ancak Gerets'in Avrupa'ki faciaları da malum.

Kobenhavn-Manchester City: 2-2
Manchester City galibiyeti son dakikada kaçırmış olsa da İngiltere'de rahat rahat Danimarkalıları geçecek güçte olduğu su götürmez bir gerçek.

Shakhtar Donetsk-Tottenham:
2-0
Luce yine Avrupa kupalarında klasını konuşturarak büyük küçük demeden Premier Ligde yeniden toparlanan kadrosunu güçlendiren Tottenham'a soğuğunda yardımıyla göz açtırmadı ve İngiltere'de 0-0'a yatarım mesajını verdi.

Lech Poznan- Udinese: 2-2
Polonyalılar beraberliği soon dakikada kurtarmış olsa da İtalya da şansları çok çok az. Udinese kendini sıkmadan bir üst tura göz kırptı.

Fiorentina-Ajax:0-1

Gecenin sürpriz sonuçlu maçı ise İtalya'daydı. Ajax Luis Suarez'in kendini atmalarına ihtiyaç duymadan bir zamanların CM yıldızı Kennedy Bakırcıoğlu'yla tur için avantaj yakalamış oldu. Ancak bu eşleşmede Ajax kendi kendini de eleyebilir. Kendi liginde oldukça kötü bir sezon geçiren Ajax'ın ne yapacağı belli olmaz.

Braga- Standard Liege:3-0
Portekiz temsilcisi fazla iddialı olmayan Liege'i kendi evinde dize getirdi ve bence tur biletini cebine koydu. Ayrıca Braga'nın ilk golünün sahibi Renteria'nın attığı harika gol izlenmeli.

Aalborg- Deportivo:3-0
Vikigler artık ne avrupa'da ne İspanya'da eskisi gibi olmayan Deportivo'yu darmadağın ederek bir üst tura elini uzattı. Deportivo ise artık turu mucizelere bırakmış durumda zaten mevcut kadrolarıyla da bunu başarmaları zor görünüyor. Nerde Makaay'lar Djalminha'lar Tristan'lar....Ah aaahh...

Sampdoria- Metalist Kharkiv:0-1
İşte haftanın en flaş maçı. Sanırım bu Lucescu'nun 1-0'ları bulaşıcı. Adamlar her maç 1-0'A abone olmuş vaziyetteler. Ama bu sefer golu ikinci yarının sonunda değil ilk yarının sonunda attılar. Sampdori'ya buradan bir tavsiye artık önlerindeki maçlara baksınlar. Uefa'dan bi hayır gelmez bu saatten sonra...

PSG- Wolfsburg: 2- 0
Paris'te Hoarau rüzgarı esmeye devam ederken Kezman'ın esamesi okunmuyor. PSG tur için avantaj yakalarken biz Fenerbahçelileri de Kezman'la biz sezon daha geçirme kabusu sardı. Birisi bu adama gol attırsın artık.

Nec Nijmegen- Hamburg:0-3
Galatasaray'ın çıkarsa bir üst turdaki muhtemel rakibi belli olmuş durumda. Hamburg artık Almanya'da 90 dakikayı bitirmek için oynayacaktır. Hamburg bu sezonki belkide en rahat maçında güle oynaya Almanya'ya döndü.

Werder Bremen - Milan: 1-1
Bremen Bundesliga'da yaşadığı düşüşten sonra Uefa'ya da veda etmek üzere. Diego son dakikalarda beraberliği kurtarsa da elinde tutunacak tek dalı Uefa kalmış Milan karşısında etkili olamaz. Zaten en başından beri şanssız bir eşleşmeydi Bremen için..

Dinamo Kiev - Valencia: 1-1
Kiev'de çok soğuk bir havada oynanan maçta Valencia yeterli skoru alarak Avrupa kupalarında en büyük avantajı 'soğuk stadı' olan Kiev'i elemeye çok yakın görünüyor. Turu Mestella'da rahat rahat geçerler. Kiev'in en önemli oyuncularından Milevsky'nin de cezalı olması da cabası...

Zenit- Stuttgart: 2-1
Zenit kaldığı yerden devam ediyor demek isterdim ama geçen sene Uefa'yı getiren, Euro 2008'de şov yapan Arshavi'ni kaybetmeleri önemli eksiklik. Bakalım bu skor Almanya'da yeterli olacak mı?

Olympiakos- St. Etienne:1-3
St. Etienne Olympiakos'u hem de Yunanistan'da..... Hayırlı olsun St. Etienne. Seneye görüşürüz Olympiakos...

Aston Villa- Cska Moskova:1-1
Zico ve tayfası kaldıkları yerden devam ediyor. Zaten güçlü kuvvetli bir ekip olan Cska 2 senedir Avrupada istikrarı yakalayan Zico ile bu turu geçebilecek kapasitede bence...

Bordeaux- Galatasaray:0-0
Haftanın tek golsüz maçında aslında söylenebilecek pek fazla da bir şey yok. Söylenecekleri zaten diğer bloglarda fazlasıyla okuduk. Bence de Galatasaray İstanbul'da daha şanslı...

19 Şubat 2009 Perşembe

SUNİ ÇİM VE FENERBAHÇE


Bizim 70'lik oyunculara haftasonu oynanacak Gençlerbirliği maçında suni çime dikkat etmelerini tavsiye etmiş. Ankara 19 Mayıs stadındaki daha önceki 2 maçta 5 puan kaybeden takıma suni çimin özelliklerini anlatarak daha değişik kramponlar giymelerini önermiş. Dünya klubü olmakla övünen Fenerbahçe'nin geldiği nokta budur. Bu klubün bu kadar lüksü varmıdır? 2 maç oynayıp 5 puan kaybetttikten sonramı zeminin suni çim olduğu hocanın aklına geliyor. Hoca'da konuşuyor işte. What if it happens?

FERENC PUSKAS 12 MARTTA SİNEMALARDA


Efsanevi Macar futbolcu Ferenc Puskas'ın hayatı film oluyor. Macar yönetmen Tamas Alması tarafından çekilen film 12 Martta Macaristan'da gösterimde olacak. Ardından dublajlanarak diğer ülkelerde de vizyone girecek. Ne diyelim gelse de gitsek...

18 Şubat 2009 Çarşamba

CARLOS VALDERRAMA


Kimisinin beyaz Gullit'i kimisinin bonus kafası, kimisinin efsane 10 numarası, ama en önemlisi 80lerin sonunda çocuk olanların efsanesi...Bu adam hakkında hiç bir zaman ayrıntılı olarak hiç bir şey bilinmedi. Hele de internetin, spor kanallarının olmadığı zamanlarda...
Valderrama hakkında bildiğimiz her şey hep kulaktan dolmaydı. Yok dayısı Kolombiya'nın en büyük mafyasıymış onun sayesinde milli takımda devamlı oynamış. Yok Aspirlla'yı sevmediği için milli takıma aldırmamış, milli maçlarda federasyonda extra para talep edermiş...
Bi türlü öğrenemedik adam hakkında gerçekleri. Hatta zamanında lüle lüle saçları, turuncu bıyığıyla bu ne ilginç bi adamdır dedirten ama sonradan ilgimizi , sempatimizi, hoşgörümüzü, gönlümüzü kazanan El Pibe ( the Kid) lakaplı hoş insandır kendisi.

16 Şubat 2009 Pazartesi

HAFTANIN KONUĞU__1__ MUCOİD


Bu haftadan itibaren, blog dünyasında okunmaya değer, kaliteli ve düzeyli blog yazarlarımızından birini bloğumuzda konuk etmeye başlıyoruz...Takip edilmesinde fayda gördüğümüz blogların daha fazla okunmasını sağlamak amacıyla...Umarız faydalı ve eğlenceli olur...
Bizi kırmayıp ilk konuğumuz olmayı kabul eden sevgili, MUCOİD'E
blogumuz adına TEŞEKKÜR EDERİZ...
Aşağıdaki HAKEM HATALARI yazısıyla sizleri baş başa bırakıyoruz...

HAKEM HATALARI


İlk konuk olarak beni seçen Njoysoccer ekibine teşekkür ediyorum ve elimden geldiğince yazıma başlıyorum..

Bizim ligimizde çoğu zaman gündemde olmuştur hakem hataları.Hakem tartışmaları zaman zaman alevlenmiş ve federasyon istifaya davet edilmiştir.İstifaya davet edenlerin ve haklı durumda olanların hep 3 büyükler olması da dikkat çekicidir.

TSL’nin geçtiğimiz haftasında bir çok maçta hakem hataları oldu.Tabi ki bunlardan en dikkat çekeni ve gündemi sarsanı Galatasaray-Kayseri maçıydı.Bu maçta hakem Selçuk Yıldırım tabiri caizse maçı katletti.Galatasaray bu maçı kazansa bi nebze öfkeler dinebilirdi ancak son dakika golüyle maç berabere sonuçlanınca taşların yerinden oynayacağı belliydi.Nitekim maçtan bir gün sonra Galatasaray resmi sitesinden sert bir açıklama yaptı.Ardından benimde mensubu olduğum ultrAslan grubu 2-3 yerde eş zamanlı protestolar düzenleyeceğini bildirdi falan filan…

Hakem hataları çok önemli tabiki.Üç büyük takım da tepki vermekte haklı ama bu tepki adil bir şekilde olmalı..Hakem hatalarının önemini ve etkilerini küçük bir örnekle anlayabiliriz.Şöyle ki:Bir hakem herhangi bir maçı katlettiği zaman aslında ligi de katletmiş oluyor.Nasıl mı ? Mesela bir takım haksız bir galibiyet almışsa ve bu takım sezon sonunda küçük bir farkla şampiyon olmuş veya kümede kalmışsa ortada büyük bir haksızlık var demektir.Bu durum biz taraftarları da etkiler.Eğer bir kaç hakemin yaptıkları şampiyonu belirleyecekse biz boşu boşuna maçlara gidiyoruz, takımımıza destek veriyoruz..Ligin sonucu karambole belli oluyor nasılsa !

Hakem hatalarının çok önemli olduğunu söyledik.Bana yanlış gelen şu: Anadolu takımlarının hakkı yendiği zaman bir şey olmuyor fakat üç büyüklerin hakkı yendiği zaman yer yerinden oynuyor…Hakemlerin yaptıkları doğru, federasyon da problem yok demiyorum, tepkilerin eşit ve düzeyli olarak verilmesi gerektiğini düşünüyorum.Mesela kulüpler birliği bir karar alıp herhangi bir takıma çok açık bir şekilde haksızlık yapıldığı zaman ortak bir bildirinin yayınlanmasını sağlayabilir…Veya daha değişik düzenlenmeler getirilebilir.Bu sadece benim aklıma geleni.Üzerinde çalışıldığı zaman bu konuda mantıklı çözümler çıkacaktır.

Özetle, hakem hataları çok önemli ancak hakem hatalarına adil tepkiler verilmesi gerektiğini düşünüyorum.