12 Mayıs 2009 Salı

PES 2010'DAN ÖNCE VE SONRA....


Bu yazı PES tutkunlarını tatmin edecektir.Diğer okuyucuları sıkabilir.Çünkü ayrıntı, ilgi alanına girmiyorsa sıkıcıdır...

Pes efsanesinin her serisi illaki bir yenilikle ortaya çıkmıştır. Futbolcuların son bir kaç yıldır gerçeklerine benzemeye başladığı PES'te öncelik oyun zevkine, oyunun gerçekçiliğine dayanmaktaydı.PES' serisinin en üzücü yılları 2007-2008 yıları olmuştur.2007 de her şutun gol olduğu, 2008 de bir maçta 11 tane kornerden gol atıldığı bir atari oyunu kıvamında seri çıkmış olsada PES 2009 efsanenin toparlanma sürecine yardımcı olmuştur. PES8 in çıkmasından kısa bir süre sonra İnternet üzenden oyun oynamanın eziyete dönüştüğü görülmüş ve KONAMİ tarafından 2008 yılı için tüm oyun severlerden özür dilenmiştir.2009 u bir deneme olarak görmelerini 2010 da geçmiş 2 yılı unutacaklarını belirtmişlerdir.
Şimdi 2010 her zaman olduğu yaz aylarında piyasaya sunulacaktır.Onların çıkmasını takip eden arkadaşların var olduğunu adım gibi biliyorum en azıdan ben varım.Şimdi ben ve benim gibi olan arkdaşların aklında şu sorular var;
1)Omuz omuza koşarken kontrolümüzdeki oyuncunun kendiliğinden kayarak penaltıya, kırmızı karta sebebiyet vermesi ortadan kalkacak mı?
2)KAranbol anlarından oyuncunun yine kontrol dışı olaraktopu dağlara taşlara vurması ortadan kalkacak mı?
3) Penaltı atışları biraz daha gerçekçi olacak mı?
4) Hakemlerin gerçek özelliklerioyuna yansıtılacak mı?
5)Adriano, Messi, C.Ronaldo...gibi adamlar daha ne kadar insan üstü top oynayacak?

İşte bunlara benzer sorularla meşgul olan kafamızı rahatlatmak adına KONAMİ GELİŞTİRME ekibi ünlü bir dergiye verdiği röpörtajda şunlardan bahsetmiş;

OYNANIŞ;
PES 2010 oyuncular arasındaki maçların heyecanını arttırmaya odaklanarak maçları oyuncuların sürekli olarak sınandığı gerçek bir deneyime dönüştürüyor. Yeni alan savunması sayesinde kapanan boşluklar yüzünden oyuncular hücum için yeni yollar bulmak zorunda kalacaklar. PES 2010 aynı gerçek hayatta olduğu gibi hem strateji, hem de hızlı tepkiler gerektirerek gerçek futbol simülasyonu olma yolunda ilerliyor. Saha öğelerindeki farklılıklara ek olarak kaleciler de daha esnek ve yetenekleri gerçek kalecilere denk olacak. Hakemler de elden geçirilerek maç sırasında daha dengeli kararlar verecek hale getirildi.

Geliştirilmiş Görseller
PES 2010 çok büyük görsel değişiklikler de geçirdi, artık futbolcular gerçek hayattakilere daha da çok benziyorlar – ayrıca çeşitli koşullar altındaki farklılıklara yoğunlaşan yeni aydınlatma sistemi ile oyuncu ifadeleri de son derece gerçekçi bir hal alıyor. Çimen ve diğer stadyum öğeleri de elden geçirilerek stadyum görsellerinin büyük ölçüde gelişmesi sağlandı.

Yepyeni animasyon ve hareketler
Artık animasyonlar kesintisiz olarak iç içe geçmiş durumda, top sürme ve kaleye şut animasyonları yepyeni animasyonlarla süslendi. Bireysel yetenekler de ön plana çıkarılarak yeni çalım ve hareketler eklendi, böylece maçın akışı içerisinde çok daha farklı görüntülerle karşılaşacaksınız. Top sürme, dönme ve şut çekme animasyonları üzerinde yeni çalışmalar yapılırken, oyuncunun dururken veya koşarken verdiği paslar arasında gözle görülür tempo farkı da eklendi.

Maç Günü Atmosferi
Taraftarların sahada yaşananlara verdikleri tepkiler çok daha çeşitlendirildi ve oyuna yeni tezahürat ve sevinçler eklendi. Evdeki ve deplasmandaki maçlar arasındaki farklılıkların vurgulanmasının yanı sıra, artık taraftarlar maçta meydana gelen pozisyonlara bağlı olarak tepkilerini anlık olarak da verecekler, faullere ve atılan gollere uygun hareketlerde bulunacaklar. Aynı şekilde yorumcular da elden geçirilerek oyuna daha taze bir bakış açısı kazandırıldı.

Geliştirilmiş Ana Lig
Ana Lig özellikle yöneticilik yönleriyle oldukça geliştirildi, artık oyuncular takımlarını daha uzun bir kariyer boyunca yönetebilecekler. Serinin başarısına büyük katkısı olduğu düşünülen Ana Lig öğeleri, modun daha da zenginleşmesi için hayati yeni eklemelerle çok daha eğlenceli hale getirildi. Bu mod hakkında daha fazla ayrıntı yakında açıklanacak.

Yapay Zeka
Tokyo ekibi, Teamvision 2.0 ile oyundaki yapay zekanın geliştirilmesi üzerine çalıştılar. Artık orta saha ve savunma oyuncuları açık alanlarını kapamak ve hücumu kesmek için birlikte çalışacak, böylece nispeten başarısız savunma oyuncularının açıklarını kapatmak mümkün olacak. Bu aynı zamanda basit gollerin de ortadan kalkması ve PES 2010’un simülasyon kökenlerine geri dönmesi anlamına da geliyor. Oyuncular hücum sırasında birden çok futbolcuyu birlikte hareket ettirerek farklı alanlara gönderebilecek ve daha çok gol pozisyonuna girebilecekler. Bu sayede PES 2010 oyuncuların daha kontrol sahibi olmalarını da gerektiriyor. Hızlı paslar kadar stratejik düşünce de önemli olacak ve yeni sistem sayesinde oyuncular takımları üzerinde daha geniş bir kontrole sahip olabilecekler. Örneğin frikik kazanıldığında oyuncular penaltı bölgesinde top bekleyen futbolcuların koşularını belirleyebilecekler.

Bireysel Oyun Karakteristikleri
Önceki PES oyunlarında takım formasyonu futbolcuların hareketlerini belirlerdi. PES 2010 ise futbolcuların bireysel hücum ve savunma yapılarının oynadıkları oyuna etki etmesini sağlayan yeni bir sistem kullanıyor. Her futbolcuya özel yapay zeka en iyi yeteneklerini kullanırken, bu aynı zamanda takım arkadaşlarının hareketlerinde de kendini belli edecek – örneğin eğer topa sahip olan oyuncu iyi orta yapan bir oyuncuysa daha fazla futbolcu penaltı bölgesine yönlenecek. Aynı şekilde eğer bir oyuncunun top hakimiyeti yüksekse, savunma oyuncuları güçlü olduğu tarafı kapamaya çalışacak, yalnız hareket eden bir santrfor topu aldığında orta saha oyuncuları yardımına koşacak.

Strateji Kullanımı
Yeni güç göstergesi sistemiyle oyuncular stratejilerini maçtan önce hızlı ve etkili biçimde dengeleyebilecekler. Pas sıklığı, defans çizgisi, yayılma alanı veya ön çizgi dizilimleri gibi her bir öğeyi favori kulübünüze uygun olarak değiştirebileceksiniz: Juventus Turin kontraataklarda tehlikeliyken, FC Barcelona hücuma çıkarken daha geniş bir alan kullanacak. Bunları dilediğiniz zaman değiştirebilecek, Ev ve Deplasman maçlarında farklı ağırlıklar kullanabilecek ve bu deneyiminizi Ana Lig sezonuna da taşıyabileceksiniz.

11 Mayıs 2009 Pazartesi

SPOR KİTAPLARI V:3 SANTRFORUN RÜYASI


Bu, anlatılması pek kolay olmayan bir kitap... Özellikle 70 milyonluk toplumda böylesi kitapların taş çatlasa 300-500 meraklısının olduğu bilinince, ‘neresinden başlasam, nasıl anlatsam’ diye tıkanıp kalıyorsunuz.

Çünkü bu kitabın tadına varabilmek için sadece futbolla ilgili değil genel olarak biraz kitap okumuş olmak gerekiyor. En azından Eduardo Galeano diye çok önemli bir yazarın varlığından haberdar olmalısınız. Laszlo Darvasi’nin kitabının, Galeano’nun bir ara epeyce sözü edilen Gölgede ve Güneşte Futbol adlı eseri ile akrabalığı var. (Kitabın arka kapağında bu akrabalığa Nick Hornby de dahil edilmiş ama ben o kanıda değilim.)

Yazar bize gerçekten çok çarpıcı olaylar ve öyküler anlatıyor. Bu şaşırtıcı yazılar karşısında başlangıçta ne düşüneceğinizi bilemiyorsunuz. Bu arada yazarımız ayağınızın altındaki zemini ustaca kaydırmaya başlamıştır bile. Artık bu anlatılarda neyin gerçek neyin düş olduğunu ayırt etmekte bile sıkıntı çekiyorsunuz, ama olsun! Bunları okumak çok keyifli. Zaten kitapta aradığımız da bu değil mi? Ancak bir süre sonra başka bir boyuta geçiyor Laszlo Darvasi. Sizi harika yemeklerle dolu bir sofraya çağırıyor ama onlardan azar azar veriyor. Oysa siz hepsini birden yeme derdindesiniz, mide fesadına uğrayabileceğinizi düşünmeden!

Uğur Meleke kardeşim Milliyet’te benden önce yazdı ama kitap hakkında bir şey söylemek yerine alıntılarla her şeyi anlatmaya çalıştı. Elbette ki biz de bunu yapmalıyız. “Eğer insanlar bir deparın, bir çalımın, eli yüzü düzgün bir driplingin ardından ne cefalar, ne insanüstü çabalar yattığını bilselerdi, bir futbolcunun yaşamı hakkında kesinlikle daha farklı düşünürlerdi.” gibi bir söz bugüne kadar hangi yazarın aklına geldi ki? Ya da yazarın kendi dünya karmasının kalesine bir kadını koyması ve onun “... Penaltı öncesinde bir koşu kuaföre gittiği, döndüğünde öküz öldüren cinsten bir şutu çıkardığı da olmuştur.” gibi bir düşgücü şenliği insanı nasıl etkilemez ki? Macar futbolunun son yıllardaki perişanlığıyla her daim kazanan Almanya’nın sarsılmaz gücünü tersyüz ederek anlattığı “Gerçek Bern mucizesi” yazısı da kitabın tadından yenmezlerinden...

Almanya’da bölgesel bir ligde oynayan Ursula Baren’in 8 aylık hamile olarak maça çıkarılması, attığı golün heyecanıyla erken doğum yaptıktan sonra geri dönüp son 2 dakikada oyuna devam etmesi gibi akıllara ziyan fanteziler ve daha neler neler var bu kitapta. “Hadi canım, bu kadarı fazla.” diyorsanız gerçeğe çok yakın öykülerimiz de var. Buyurun: “Lazio’nun Arjantinli lejyoneri Chamot, bir lig maçından sonra dünyaca ünlü hakem Collina’nın yanına gidip gülümseyerek elini uzattı. Collina onunla tokalaştı. Ama Chamot afallamış hakemin elini tüm gücüyle sıkmaya başladı, gülümsemesini hiç bozmadan tısladı: Bu yenilgi için sağol, hakem arkadaş. Collina’nın nasıl dizlerinin üstüne çöktüğü hâlâ gözümüzün önünde.” Daha bunlar gibi neler neler... Milli marşı kötü okuduğu için teknik direktörün daha maça başlamadan değiştirdiği Honduraslı Herbert’ten tutun da, hiç oynamadığı halde ülkesinin en büyük futbolcusu sayılan oyuncuya kadar bir dizi müthiş olay var bu kitapta.

2006 Dünya Kupası sırasında Almanya’da birlikte stat stat dolaştığımız sevgili kardeşim Fikret Doğan’ın çevirisi su gibi akıp gidiyor. Zaten okuduğunuzda çevirinin ne kadar başarılı olduğunu siz de göreceksiniz. Fikret’in bu kitabı çevirmek için ek bir nedenini de bulacaksınız. Berlin Türkiyemspor’la ilgili yazıda sözü edilen sağır-dilsiz bir Türk kalecinin 5 gol yediği maçta üçüncü golden sonra “Neden Allah’ım!” diye konuşmaya başlamasından George Best’le Puşkas’ın cennette buluşmalarına kadar nice akıl almaz ama gönül kabul eder olay bu kitapta... Daha ne olsun!

Ey futbolseverler, kendinize bir iyilik edin ve bu sevimli kitabı okuyun. Ortalığın çoraklaşmaya başladığı şu dönemde bizi futbol kitapsız bırakmayan İletişim Yayınları’na da teşekkür etmeyi unutmayın...
NOT: Kitabın fiyatı çoğu yerde sadece 10.80 TL

CAPTAİN TSUBASA V:2 muhteşem gol....

Bu bölümde kel kaeci nasıl olur? top nerden gider de kel kaleci topu göremez ve bir küpe bir oyuncuya bu kadar mı yakışmaz...bunları öğreniceğiz....Kaptan ve takımı kenarda biz ekran başında şu gole doya doya bakalım....

10 Mayıs 2009 Pazar

SÜPER SÜRPRİZ

Yapılan son maçta çirkinliğin tavana vurduğu Fenerbahçe Galatasaray sanırım farklı bir boyut kazanmaya doğru gidiyor. Yer: İnönü Stadyumu Tarih: 19 mayıs 2009 taraftar sayısı eşit. Sürpriz : Galatasaray ve Fenerbahçe olanların üstüne sünger çekmek ve bu berbat sezonun üstünü örtmek için bir dostluk maçı oynayacaklar. Gerçi rekabetin 100. yılında bir maç oynamayarak bizi kırmış olsalarda bu iyi oldu. Bünyeye gayet iyi gelir. Önce kupa finali ardından dostluk maçı. Yaza girerken güzel olacak bu maçlar...