10 Mart 2009 Salı

HAFTANIN KONUĞU_2_ -GELİŞİNE VOLE-

Sevgili 'gelisinevole' yi bu hafta bloğumuzda ağırlamaktan mutluluk duyduk.Futbol sevgisini yazısında hissetmemek elde değil...



Nerden Geliyor ki Bu Futbol Sevgisi

Adım Bahadır. Yaşım 18. Öğrenciyim efendim. Gecikmeli de olsa fark ettiğim bir mail üzerine yazmaya karar vermiş olduğum bu yazı, “alakaya maydanoz” futbol sevgimin bir hikayesi niteliğindedir.
Evden çıkmayı sevmeyen bir insanım. Çok küçüklüğüme dayanan bir alışkanlık. Çıkınca da geri gelmeyi sevmem. 5–6 yaşlarımda zorla dışarı çıkartırdı annem. Tabiri caizse kovardı.
Ben de havası hafif inmiş sarı renkli topumu alıp dolaşmaya çıkardım ki “aylık” oynamak için birilerini bulayım. 105 aylık oynardık. Hep gönüllü kaleciydim. Çünkü 4’ten fazla top sektiremezdim. Ara sıra babam topu alıp küçükleri de toplayıp maç yaptırırdı bizlere. Ben futbol açısından belki de ülkenin en beceriksiz çocuklarından olduğum için düzgün bir pas bile vermezdim.
En garantisi ayak içi pastı. Ve defansa geri gelmekti. Topu kapan haşarı çocuklardan biri hızla kopmuş gelirken ben de ona hantal hantal koşardım. Ne yazık ki topu 20 cm kadar sağına çekmek suretiyle beni çalımlayan oyuncu komik durumlara düşmeme neden olurdu. Babam da sağolsun (!) Benim de futbol yeteneğimi öve öve (!) taa o yaşlarda futboldan soğuttular beni el ele verip.
Futboldan soğumamla en büyük fiziksel hareketliliğim de sona erdi. Hayat bomboş kaldı. Zaten 15 yaşıma kadar olan kısmı da pek hatırladığımı söyleyemem. Futboldan soğumuştum. Hiçbir sosyal etkinliğim yoktu. Öyle ki taraftarı olduğum Galatasaray’ın aldığı 2 avrupa kupasında bile çok sevinmemiştim. Maçlarını izlememiştim. Hayatım boyunca da gide gide 1 maça gittim. Gençlerbirliği – Adanaspor maçı. 6 – 0 yenmişti Gençler. Deniz vardı, Skoko vardı.. Hey hey… Ne yapmışın be baba…5 sene önce bir arkadaşımdan ödünç alığım Goal dergisiyle yavaş yavaş bir hareketlenme oldu. 3–4 ayda bir Goal alıyordum. Derken FourFourTwo çıktı. Onu daha sık almaya başladım. Sonra aynı arkadaştan bir de CM4 almıştım.( Gerçi o zaman Fm 05 de vardı ama. CM4 ilk gazı veren oyun olmuştu bana. ) Sonra Fm’ler devreye girdi.
Birçok futbolcunun yaşı, ülkesi, milli maçı, golü, güçlü yanları vs. aklıma kazınmıştı. ÖSS zamanında ise bilgisayardan ve dergiden uzaklaşınca içimde bir boşluk hissi oluşmuştu tekrar! Neyse ki o günler geride kaldı. Artık oynayamasam da hatta izleyemesem de takip ediyorum futbolu. Sevdiğimi biliyorum çünkü. Geçen yıl içerisinde (2. kere) açtığım blogumla da futbolun değişik kısımlarını paylaşmaya çalışıyorum. Ne de olsa futbol asla sadece futbol değil !

2 yorum:

Bahadır dedi ki...

teşekkürler.. pek özenerek yazamadım maalesef vakit darlığından. çok teşekkür ederim..
iyi bloglamalar :)

bu arada ben blogger değil miyim neyim eksik :D

Quaresma7 dedi ki...

Eğlenceli olmuş. Eline sağlık:)