14 Mart 1954, Roma Olimpiyat Stadı.
ispanya-Türkiye maçı oynanıyorve yenen takım İsviçrede yapılacak olan Dünya Kupasında top oynama şansını elde edecek. İlk maç 4-1 lik İspanya galibiyetiyle sonuçlanıyor.
İkinci maç galip gelip olayı 3.maça taşımamız icap ediyor.Zira o zamanlar, averaj gibi bir sistem yok. 2 galibiyet alan, turu atlamış sayılıyor. 2. maçı, Fenerbahçeli, Canavar lakaplı,Burhan Sargun'un golüyle 1-0 alıp, 3.maçı oynamak üzere italyaya gidiyoruz!
Roma olimpiyat stadında yapılan 3.maçta; skor tabelası 2-2 yi göstermektedir ve gidilen
30 dakikalık uzatmalar da iki takıma gol için çare olmamıştır
O zamanki statü gereği, turu atlayıp, Dünya Kupasında top oynama şansına erişecek takım kurayla belirleniyordu.Yani tamamen şans faktörüyle!
Sen takım olarak 3 maçlık koca bir zahmet ve heyecana katlan, formanı terlet, ülke ülke gez ve sonucu sadece bir kura belirlesin.Biraz adaletsizlik değil mi?
Neyse ki biz Türkler olarak ne kadar şanssızlıklardan yakınmaktan kendimizi alıkoymasak da, o gün şans ilahi adalet bizden yanadır ve; Tarih, Türk Futbol Federasyonunu bir dünya kupasına davet eder.Bu daveti de FRANCO adlı küçük italyan çocuğun elleriyle sunar bize.
Daha sonra, epey bir zaman sonra, biz brezilyayla dünya kupası maçları yaptığımız zamanlarda, bir trafik kazasında hayatını kaybeden FRANCO olayı ölmeden önce şöyle özetlemiş, gazeteci,Reha Erusa:
‘‘ Evimiz stada yakındı ve biz maçlara hep bedava girerdik. Goller atıldı, maç bitti. Stattan çıkarken iki polis memuru peşime düştü. Ben koştum onlar kovaladı ve sonunda yakalandım. Maça beleş girdiğim için yakalandım sandım, bırakmaları için yalvardım. Bırakmadılar, gözlerimi beyaz bir mendille bağlayıp, bir kupanın içindeki iki kağıt parçasından birini çekmemi istediler. Korkarak sağ elimi götürdüm parmaklarıma çarpan ilk kağıdı çıkarttım. Elimden kağıdı alan kişi ‘‘Turchia'' diye bağırdı. Ardından Türk futbolcuları beni havaya kaldırdılar. Yüzümü gözümü öptüler. Bu arada bazı sonradan İspanyol olduklarını öğrendiğim futbolcular yüzüme tükürdüler.''
Ulan sadece tükürdüklerine dua et sen.Daha beteri de elebilirdi başına, allahtan çocukmuşsun da bir kaç tükürükle yırtmışsın olaydan.Allah rahmet eylesin be franco,biz göremedik ama sayende bu hikayeyi dinleyebildik birilerinden.
Bu ay, yani bir mart ayında daha, İspanyaya KÜÇÜK FRANCO'yu hatırlatmak lazım.Ben bir kaç ispanyol forumlarında, Francoyu dile getirip, olası bir italya-ispanya kızgınlığı yaratmaya başladım kendi çapımda...:)
NOT: hikayeyi analatan babam, o dönem ki 2.5 luklara, yani, şimdiki top toplayıcılara FRANCO denmeye başlamıştı ..diye bir dipnot düştü.Bende paylaşayım dedim.
0 yorum:
Yorum Gönder